Prof.Dr. Öznür Özkan TEKTAŞ

Prof.Dr. Öznür Özkan TEKTAŞ

1) Bizlere akademik kariyer yolculuğunuzdan bahsedebilir misiniz? Akademik kariyer yapmanın sizlere kattığı artıları paylaşabilir misiniz?
Akademik kariyerime 2003 yılında yüksek lisans surecimde Araştırma Görevlisi olarak başladım, 2008 yılında İşletme bölümü doktora programını tamamladım ardından iki yıl Amerika Birleşik Devletleri’nde doktora sonrası araştırmacı olarak çalışmalarımı sürdürdüm. 2015 yılında Pazarlama alanında doçent, bu yıl da Profesör unvanını aldım. Akademisyen olmak bana göre bir kariyer seçiminden çok bir hayat tarzı seçimidir. Akademisyenlerin belirli saat ve günlerle çevrili bir iş hayatı yoktur; onlar sürekli kendilerini geliştirmek, güncel tutmak zorundadır. Bu çok kolay bir hayat tarzı, sevmeden, gönül vermeden, sadece bir iş olarak yapılacak bir meslek değildir. Akademisyenin tatilde, evde, arkadaşlarıyla ve ailesiyle vakit geçirirken de aklında hep yazdığı makale, verdiği ders, danışmanlık yaptığı tezler vardır. Diğer yandan akademisyenlik insanı hep genç ve dinamik tutan bir meslektir, çünkü her zaman üniversiteli gençlerle çevrili bir hayatınız vardır.  

2) Kariyer yolculuğunuzda karşılaştığınız zorluklar nelerdir? Bu zorluklarla nasıl başa çıktığınızı bizlerle paylaşabilir misiniz?  
Her mesleğin olduğu gibi akademisyenliğin de zorlukları vardır. Zaman zaman motivasyonunuzun düştüğü, pes etme noktasına geldiğiniz anlar olabilir. Benim de zor zamanlarım olmuştur. Bu zamanlarda kendime biraz zaman tanıyıp mola vermeye çalışırım. Örneğin uzun zamandır aynı konu üzerinde çalışıyorsam, kafamı daha önce çalışmadığım veya okumadığım bir alana kaydırıp yeni konulara geçmeyi veya beni heyecanlandıracak yeni bir çalışmaya başlamayı tercih ederim. Bu tür zamanlar dışında her akademisyen gibi heyecanlandığım ve hazırlık aşamasında zorlandığım sınavlar olmuştur. Bu süreçlerde disiplinli bir şekilde çalışmak ve ailenizin süreçteki desteğinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ben bu açıdan şanslıyım.  

3) Hayatınızın ve kariyerinizin dönüm noktası diyebilecek kadar sizi etkileyen bir olay var mıdır? Var ise bu olayı sizden dinleyebilir miyiz?  
Hayatımın dönüm noktası olmasa da mesleğime bakış açımı olumlu yönde değiştiği ve geliştiği olay doktora sonrası araştırmacı olarak iki yıl Amerika’da bulunmam olmuştur. Yurt dışında yaşamak, akademik çalışmalar yapmak, sınıf ve okul ortamlarında bulunmak, oradaki hocaların çalışma, ders anlatma ve iletişim kurma tarzlarını gözlemlemek vizyonumu oldukça genişleten bir deneyim olmuştur benim için.

4) Sizce akademik kariyer yapmak isteyen bir öğrenci vaktini en verimli şekilde nasıl geçirebilir? Öncelikleri neler olmalıdır? Bu öğrencilere ne gibi tavsiyeler verirsiniz?  
Akademisyen olmak isteyen birinin öncelikle neden akademisyen olmak istediğini iyi analiz etmesi gerekir. Örneğin araştırmayı, okumayı, ders çalışmayı sevmeyen, merak etmeyen birinin akademisyen olması çok zordur bence. O yüzden önce sevmek lazım. Daha sonra olmazsa olmaz iki önemli nokta, kişinin içsel motivasyonunun ve öz disiplinin yüksek olması gerekliliğidir. Çünkü diğer mesleklerde veya işlerde amiriniz, yöneticiniz size bir iş ve yapmanız gereken zamanı söyler, siz de ona göre işi yapar bitirirsiniz. Ancak bir akademisyen kendi performansını kendi belirler. Diğer bir ifade ile mesleğini iyi yapmak, öncelikle kişinin kendi başarısıdır. Disiplin ve motivasyonun dışında yeniliklere açık, yeni teknik, konu ve yöntemleri çalışmaktan ve denemekten çekinmemek ve bu yönde çaba göstermekte çok önemlidir.  

5) Sizin gibi başarılı bir kariyer yolculuğu olan bir profesörün biz üniversite öğrencilerine tavsiyeleri nelerdir?  
Öncelikle şunu söylemem lazım öğrencilerimiz eskiye kıyasla daha cesur, dinamik, girişken yapıdalar ve bu beni mutlu ediyor. Diğer yandan, günümüzde bilgi teknolojilerinin etkisi ile öğrencilerimizin giderek artan oranda “hap bilgi” dediğimiz kısa kısa ve yüzeysel bilgilerle yetindiklerini fark ediyorum. Bu durum onların bir konunun detaylarına inmelerini ve özümsemelerini zorlaştırıyor. Halbuki müthiş bir rekabet ortamına doğru hızla yol alıyorlar. Bu rekabetle baş edebilmek her geçen yıl zorlaşıyor ve her zaman olduğu gibi en güçlüler hayatta kalıyor. O yüzden akademik başarılarının yanı sıra kendilerini sürekli geliştirmeye, zenginleştirmeye, vizyonlarını genişletmeye çalışmalarını öneririm.